HOŞ GELDİNİZ (welcome)



Arı gibi bir muhteşem canlıyla ilgileniyorum ne öğreniyorsam burada paşlaşmak istedim.Saygılar Allah'ın rahmeti ve bereketi üzerinize olsun


Salı, Ağustos 09, 2011

YENİ ARICIMIZ VE KARAKOVAN ÇITASI


YENİ ARICIMIZ VE KARAKOVAN ÇITASI

Yeni arıcımız Gökhan Bey'in
Koloni kontrolündeyiz:
1 hafta önce verdiğimiz kılavuz peteğin
arılar tarafından işlenip işlenmediğine ve de
Kara kovan çıtasının durumunu gözlemlemek için
işe başlıyor Gökhan bey
Kameraman uğur bey de kayıtta
Kuluçkalığa inince arılar kameradan hoşlanmıyor
Arı vızıltısını duyunca kamereman
tabanları yağladığı gibi kaçıyor.

Kaçannın anası ağlamaz misali
Kaçan kurtuldu
Eh ne yapalım iğneyi yiyen biz olduk

Allah'a emanet olun
Kalın sağlıcakla



Salı, Temmuz 26, 2011

OĞUL BİRLEŞTİRME İŞLERİ


Zayıf olan oğul arıları güçlendirme çabaları:

Sonradan çıkan 2 çıtalık arı önce 4-5 çıtalık küçük kovana silkelenir
Birleştirilecek kovanın yanına konur ve her iki kovanada 3-4 gün aynı kokudan
sıkılarak ortak koku oluşturulur.Oğul arıda 1den fazla ana arı olabileceğinden
bu sürede arılar kendilerine 1 ana arı seçer ve ana sayısı teke inmiş olur.


Oğul arıdaki ana arı bulunur ve öldürülür.(Epey uğraştım ana arıyı bulmak için)
Ballı ve yavrulu zayıf kovanımıza oğul arımızın çıtaları aktarılır.
Ben bu şekilde kovanları birleştirerek güçlendirme amacındayım.
Aynı zamanda bilgi ve görgümü artırmak için civardaki arıcılarıda zaman zaman ziyaret ederim
İşte gördüğüm bir Uygulama:

Arıcı Hacı Salim'in güneş ısısıyla eski petekleri eritip bal mumu elde ettiği
Mum eritme düzeneği(herkez kendince çözümler üretiyor)

Allah'a emanet olun
Kalın sağlıcakla

Perşembe, Temmuz 07, 2011

Beklentiler ve Gerçekleşenler



Negüzelde sezonun başında katları atmış
Voleyi vuracağız diye avuçlarımızı oğuşturuyorduk..
Katlı kovanlar oğul veriyor birer birer..

Vermeyince MABUT
İNŞALLAH demessen Hüseyin Balı UNUT

Hüseyin artık neyler; sabreyler
Gör bak rabbim neyler...
Neylerse Güzel Eyler...

Allah'a emanet olun
Kalın sağlıcakla

Salı, Mart 22, 2011

MART İŞTE BÖYLE YAPTI



FIRTINA İŞTE BÖYLE YAPTI
Bizde kürekle temizledik
Sıkıştırma kuralını yapamayan arıcılara işte
son darbeyi bu fırtınalar vuruyor.
Bundan dolayı koloni kayıbı kaçınılmaz oluyor.

Allah'a emanet olun
Kalın sağlıcakla

Çarşamba, Ocak 26, 2011

Baldaki İnce Oranlar





Hayalimizi idame ettirebilmek için beslenmek zorunda olduğumuzu bilmem söylemeye ihtiyaç var mı? Her gıda maddesi şüphesiz kutsaldır ve inananlarca nimet olarak telakki edilir. Ancak bazı gıdalar ihtiva ettikleri besin öğeleri bakımından diğerlerine göre ayrıcalık gösterirler. İlmî olarak da bazı gıdalara besin değeri yüksek olan veya besin değeri düşük olan gıdalar demiyor muyuz? Mesela eşit miktarda protein ihtiva eden iki ayrı gıda maddesinin proteinlerinin amino asit kompozisyonlarina göre veya vücut proteinine dönüşebilme oranlarına göre protein değeri yüksek veya protein değeri düşük gıda denildiği gibi. Bunca çeşit gıdanın arasında hususi olarak Yüce Beyanda zikredilen gıdaların diğerlerine göre üstün özelliklere sahip olduğunu düşünmemek mümkün mü? İşte bunlardan birisi de tadına doyulmayan 'Bal'dır.

'Onda insanlar için şifa vardır' beyanına mazhar olan bu değerli gıda maddesinin önce hangi besin elementlerinden meydana geldiğini görelim. Yapılan çok sayıdaki analiz sonuçlarına göre ballarda %17-20 nem, % 70 civarında invert şeker (fruktoz + glikoz), %5-10 sakkaroz (çay şekeri), % 2.3-2.7 protein, % 0.1-0.2 organik asitler ve % 0.1-0.35 arasında da mineral madde bulunduğu tesbit edilmiştir. Bu değerler bal arılarının, nektarlarını aldığı çiçeklerin veya salgısını aldığı bitkilerin durumuna göre az çok farklılıklar göstermektedir.

Balın bileşimi incelendiğinde %70-80 gibi büyük bir oranının şekerlerden oluştuğu görülür. Bunun en az % 65 veya % 60'ını (balın çeşidine göre) invert şeker denilen glikoz ve fruktoz, % 5-10" unu ise sakkaroz oluşturmaktadır. Sakkaroz hidroliz edildiğinde ise eşit miktarlarda glikoz ve fruktoza parçalanır. Acaba bu şekerlerin oranı bu şekilde nasıl ayarlanmaktadır? Zira dünyada çok sayıda yapılan bal analizlerinin sonuçlarına göre bu şekerlerin miktarlarında sınırlar belirlenmiş ve çiçek balları için invert şeker en az % 65, sakkaroz için ise en çok % 5 sınırı getirilmiştir. Salgı ballarında ise invert şeker en az % 60, sakkaroz ise en çok % 10 olarak kabul edilmiştir. İnsanlar tarafından yapılan bir müdahalede bu oranlar bozulmaktadır. Halbuki bal anlarının sindirim sisteminde sakkarozu parçalayıp glikoz ve fruktoza dönüştüren invertaz enzimi vardır. Bu enzim tamamen parçalanma meydana getirmeyip sakkaroz miktarını, % 5 veya % 10 oranında ayarlamaktadır. Diğer taraftan baldaki glikoz miktarı fruktozdan daima daha düşüktür. Fruktoz meyva şekeri (yani meyvelerde daha çok bulunduğundan) glikoz ise üzüm şekeri olarak (üzümde daha çok) bulunur. Diyelim ki bal arıları meyvelerin çiçeklerinden daha çok nektar aldığı için fruktoz daha çok olmaktadır. Ama salgı balı olarak bilinen çam balında da aynı durum söz konusudur. Eğer bunların miktarı birbirine eşit veya glikoz miktarı fruktozdan fazla olsaydı o zaman bal, sıvı değil katı bir madde olacaktı. Bulanık bir görünüm arzedecek ve albenisi de olmayacaktı. Yapılan araştırmalar göstermiştir ki balın glikoz oranı % 30'dan fazla olduğu zaman kristallenme meydana gelmektedir.



Diğer taraftan balın nem miktarının % 16-20 civarında ayarlanması da enteresandır. Bal arılan tarafından kanat çırpılarak kovanın içindeki balın neminin ortalama % 17 gibi bir değere düşürüldüğü ilim adamlarınca ifade edilmektedir. Eğer sıvı balın glikoz/nem miktarı = 1.7 ise bal uzun süre kristailenmeden kalmaktadır. Eğer bu oran 2.1 veya daha büyük ise bal kolayca kristallenebilmektedir. Nem oranının % 20'lerden daha yüksek değerlerde olması durumunda ise balda bazı mayalar hemen artacak ve glikoz-fruktoz şekerlerini fermente ederek balın renginde kararmaya sebeb olduğu gibi tad ve aromasında da bozukluklara yol açacaktır.

Baldaki diastaz enziminin hususi şartlarda belirlenen sayısı da bal için özel bir kriterdir. Bozulmuş veya değişik şekillerde taklit edilmiş ballar bu enzimin özel olarak tayin edilen sayısı ile ortaya çıkarılmaktadır. Mesela, tabii balların diastaz sayısı kabul edilen standartlara göre 8'den düşük olmamalıdır. Bundan daha küçük olan değerler o balın ya uzun süre bekletilerek tazeliğini kaybettiğini veya başka şekilde (nişasta şurubu gibi) sunî şuruplarla karıştırılmış olduğunu belirtir.


Kaynak:Sızıntı Dergisi 14.cilt Aralık 1992 Yazar:Dr. C.Kemal Sümbül